10 Ocak 2009 Cumartesi

Halet-i Ruhiye

*Sıradan Bir Gün*

Sıradan bir gün, yürüyorum yolda
Çaresizlik var, bakışlarda
Her şey anlamsız, çabalar hep boşa
Dönüyorsun bak sen başa

Herkes kaybolmuş, yaşam kavgasında
Nefes almak yok, çalış durma
Çocuğun sorar. bu nasıl karmaşa
Anlam veremez güler sana

Dön, sen dön
Hiç düşünme, doğdupun an'a dön
Dön,sen dön
Hiç düşünme, en saf haline dön

Alıp başını düşersin yollara
Aklın kalır hep uzaklarda
Uzağı boşver, yakınla yetin sen
Kaybedersin hep çok istersen

Kaygıların var yaşarken öldüren
Umutların var gülümseten
Bazen dilersin bir şeyi çok içten
Gerçekleşir bak vazgeçmezsen



Bu aralar hayatı hep bir müzikal gibi yaşıyorum!! Evde, işte, yolda, metroda, uymadan önce, uyurken -kapatmayı unutup- sürekli müzikle yaşıyorum. Ruhum fazla acıkmış galiba. Yenilen vurgunu hazmetme çabası belki de o yüzden bende doz aşımı olana dek kendime müsemma gösteriyorum işte.

Ally Mcbeal formunda bir yaşama kavuştum :) Her olay karşısında ona uygun bir fon müziği fısıldamaya başlıyor beynim. Ve ben ister istemez, olay ne kadar ciddi olursa olsun durum da değişmiyor. Kahkaha atmamak için kendimi zor tutarken, bir yandan da mükemmel eşleşmenin zevkini sonuna kdr çıkartmaya çalışıyorum.

Uyumadan önce, müziği kapatmak için laptopumun başına geldim ve yine yazmadan geçemedim. Düşündüm günümü, bugünkü halimi, ruhumu ve bir anda fısıtlı olarak bu şarkıyı duymaya başladım. Adı da sözleri de bu kadar mı "cuk" oturur. Beynimi seviyorum, hafızama hayranım, zevkimi tebrik ediyorum. My ego is my LEGO biliyorum biliyorum :)))

Julide Özçelik'i de tebrik edemeden geçemeyeceğim. Karamel sesi, inanılmaz sözleri ile uzun zamandır ilk kez taparcasına dinleyebildiğim tam bir albüm yaratmış. Jazz, Bir Türk, Türküler ama kendi söz ve müziği olanların lezzeti asıl anlamlandıran albümü :) Canlı dinlemek istiyorum artık . Yarın ilk iş bunu araştıracağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder