7 Ocak 2009 Çarşamba

Hoşgeldim, Hoşgeldin, Hoşgeldik

...“ Sen benim için sadece küçük bir çocuksun. Diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. Sana ihtiyacım da yok. Aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce kimseden biriyim sadece. Bana ihtiyaç duymuyorsun. Ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak Sen benim için tek ve eşsiz olacaksın, ben de senin için.”...


...“Sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin.”...

...“İnsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. Her şeyi dükkandan hazır alırlar. Ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. Eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!”...

...“Evet, güzelsiniz. Ama boşsunuz. Sizin için kimse yaşamını feda etmez. Yoldan geçen herhangi biri, benim gülümün de size benzediğini söyleyebilir. Ama benim gülüm sizin her birinizden çok daha önemlidir. Çünkü ben onu suladım. Ve onu camdan bir korunakla korudum. Önüne bir perde gererek rüzgarın onu üşütmesini engelledim. Tırtılları onun için öldürdüm ( ama birkaç tanesini kelebek olmaları için bıraktım). Onun şikayetlerini ve övünmelerini dinledim. Ve bazen de suskunluklarına katlandım. Çünkü o benim gülüm.”...

...“Ve işte sırrım: Bu çok basit. İnsan gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. En temel şeyi gözler göremez.”...

...“Senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir”...

...“İnsanlar bu en önemli gerçeği unuttular. Ama sen unutmamalısın. Evcilleştirdiğin şeye karşı her zaman sorumlusun.”...

***

Hayatıma küçük prens girdiğinde, bende onunla aynı yaşta -6 yaşındaydım. Tüm o muzur, çocukluk dönemimin başıma açtığı belalardan en büyüğünün sayesinde, yerimde bir dakika duramadığım anları zorunlu olarak sabitlemek durumunda kaldığım o yıllarda kolumu kırmamın sonucunda günlerimi artık etrafta yaramazlık yaparak değil de evde uslu olarak geçirmem gereken anaokulundan eve terfi ettigim dönemde, canım annem ve babam sayesinde tanıştım kendisiyle.

Minik halimle bazı antıklarını anlamlandıramadım ama okumaya devam ettim. Yıllar geçti... Ben büyüdüm, yaşım ilerledi birlikte büyüdük. Evcilleştirdik birbirimizi, o günden bu yana her anımda benimle beraberdir küçüğüm.

Sevgiyi, insanları, mutluluğu, sahiplenmeyi, sorumluluğu, titizliği, plan yapmayı, itinayı, yaşamı, ölümü... Hayatı ondan öğrendim. En mutlu anlarımda, en dipte olduğumda, her yeni başlangıçta ve her bitişte... Bana göz kırpmaya devam etti. O anlarda hep ona sığındım, tek güvenli sığınagıma ve milyonlarca kez okumama rağmen her seferinde hangi ruh halimde olursam olayım sonunda değişmeyen tek şey: bir damla göz yaşı ile birlikte yeniden başlama gücü...

Her bitişin bir başlangıç olduğunu, sıradan tekdüze her şeyin bir yerde tıkandığını, özgün olmanın önemini, karşılıksız sevmeyi, içindeki çocuğu her daim muhafaza etmem gerektiğini, aşkı, hayallerimden vazgeçmemeyi, ve her şeye rağmen ayakta dimdik durmayı anlattı hep bıkmadan yılmadan ve beni ben yaptı * prensim *.

İşte bu yüzden ithaf oldu başlangıcıma. Yeni bir başlangıçta yine gözkırmaya devam ediyor bana ve bu sefer bize. Merhabaa!! :))

* kalbiyle görebilenlere *

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder